Kayıtlar

Ocak, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Canım Eşimin Doğum Günü...

Resim
Bugün canım eşimin doğum günü. Bir yaş daha gençleşti. :) Hayat arkadaşım, can yoldaşım Seni çok seviyorum. İyi ki doğmuş ve beni yanlız bırakmamışsın.

Arapsaçı (Helxine soleirolii) yeniden kendine geldi...

Resim
Tek kelimeyle inanılmaz bir bitki. Bu yaz aşırı sıcaklardan korumak için takla attığım çiçeklerden biriydi. İzmir'de her yaz aynı sorunu yaşıyoruz. Yazın yine sıcaklardan çok etkilenmişti. Yaz boyunca saksı altlığını devamlı ıslak tuttum, her aklıma geldikçe üstten spreyledim. Balkonun korunaklı, hafif sabah güneşi alan bir köşesinde yaşatmaya çalıştım. Sıcaklar bitip, havalar serinlemeye başlayınca, yaprakları toparlandı, yeni sürgünler vermeye başladı. Serinlik arttıkça da coşmaya devam ediyor. Narin yaprakları çok hassas olduğu için iç mekana aldım. Pencere kenarında, güneşi güzel alan bir yerde bulunuyor. Ne kadar güneş görse de, yaz güneşi gibi olamıyor tabi, yine yaprakları güneşe doğru bir eğim gösteriyor. Güzel fotoğraf çekmeyi beceremedim. Güneşin yönü görüntü almama izin vermedi. Ben bu arsız yer örtücüye bayılıyorum, bıcır bıcır çok sevimli. Nereye koysanız göze hoş geliyor. Çok hassas olmasına rağmen, yaşam enerjisi çok yüksek. Minicik bir dalının toprağa de

Bu da Aşkın gözyaşları, Kalanchoe Tubiflora

Resim
Bu yıl ilk kez açıyor, çünkü daha önce beklediği ilgiyi göstermediğim için, saksı diplerinde sıkış tepiş kalmıştı. Şimdi böyle açtığını gördüm ya, bundan sonra tam destek. :)) Pek çok sukulent türü gibi, bu çiçeğim de çok az su ile idare eden, pek fazla hava şartlarından etkilenmeyen, kalender bir çiçek. Toprağı iyice kurumadan sulamıyorum. Bütün gün tam güneş alan bir konumda duruyor. Senede iki kez granül gübre veriyorum. Kuytu köşede kaldığı ve su ihtiyacı az olduğu için sıvı gübre vermeyi genelde unutuyorum, şikayetçi de görünmüyor. Torf, kum ve bahçe toprağı karışımı bir saksıda dikili. Ama inanın herhangi bir yere dikseniz de böyle serpilip gelişecektir. Balkon su giderlerinden tutun da, beton kenarlarına kadar her yerde çimlenip, yaşamanı sürdürüyor. O'nda bu kadar yaşama isteği olduktan sonra, ben hiçbirşey yapmasam da o büyüyüp çiçek açacaktı zaten. Tek tahammül edemediği şey, güneş alamayacağı bir ortam. Gölge alanlarda yaprakları çok çabuk deforme olup, rengin

Sardunyalar sıcağı sever deseler de, bence kışı daha çok seviyorlar.

Resim
Sardunyalarım, benim vefalı çiçeklerim.  Herşeye rağmen hala çiçek açıyorlar. Şöyle saksılarını sere serpe yerleştirip seyredemiyorum ama, çiçeklerini görmek beni yine de mutlu ediyor. Karar verdim, bu yaz kırılan saksıların yerine, dikdörtgen saksılar almayacağım. Yer darlığı yüzünden asılma kolaylığı olsun diye dikdörtgen tercih ediyordum ama, bir fikir geliştirdim, eğer mümkün olursa, artık her çiçeğimi yakışan saksılarla sergileyebileceğim. Sardunyalarımı böyle gördükçe, şöyle eskitme yuvarlak toprak saksılarda ya da eski tenekelerde hayal ediyorum. Geçmişte olduğu gibi. Belki dikdörtgön olarak ahşap saksılar da düşünebilirim, bakalım... Pembe ve kırmızı ne kadar baskın bir renk. Beyaz sardunyalarım pembe olarak açıyor yine. Bir daha beyaz dikersem diğer balkona alıp, aralarında ciddi bir mesafe bırakacağım. Bakalım birbirlerinden renk çalmadan nasıl açacaklar...  Kendilerini çiçeğe verdiler. Artık hiç sürgün ve yaprak vermiyorlar. Hiç sulamıyorum, kendi

Gül dikin, yüzünüzü güldürsün.

Resim
Kokulu gülümü bahçeye taşıyacağım dedikçe, gitmek istemiyor gibi çiçek açıyor. :) Böyle açmaya devam ederse, balkonda yaşamına devam edecek. Soğuklar yaradı sanırım, çiçek irilikleri muhteşem, kokusu olağan üstü... daha ne diyeyim. Ah bahçen olacak ki kocaman ağaç olsun, bol bol açsın. Gül şurubu, gül yağı, gül reçeli...dolduracaksın raflarını Kışa girerken granül gübre vermiştim. Bir yıl oldu ilaçlamaya gerek duymadım henüz. Yaprak bitleri nasıl oldu da bu kadar rahat bıraktı hayret. (Dilimi ısırayım, nazar değireceğim)  Çiçekleri hafif solmaya başladığında budama yapıyorum. Ben budadıkça o coşuyor.  Kumlu ve bol besinli bir toprağı var, bütün gün tam güneş alıyor, bütün istekleri yerine geliyor ki mutluluğunu bizimle paylaşıyor.

Şebboy kışın açar mı?

Resim
Bodur şebboy (  Matthiola) çiçeklerim   bu mevsim   hala açıyor ve misler kokan çiçeklerini bizden esirgemiyor. Soğuk, rüzgar ve yağmur etkilemiyor hiç. Zorlu iklim şartlarıyla mücadele ediyorsanız ve çiçek seçmekte güçlük çekiyorsanız, şebboylar tam size göre. Mor rengi çok baskın bir tür. Pembe, sarı ve beyazlarım da olmasına rağmen, sadece morlar açmaya devam ediyor. Soğuk havalarda en alt yapraklarını kaybetmesi dışında, bahardan farklı bir durumları yok. Şu aralar çok nadir sulama yapıyorum. Hatta neredeyse aydan aya suluyorum . Dibindeki karanfile kırmızı örümcek dadanmış, ödüm patladı, şebboylara ve diğer çiçeklere de dadanacaklar diye, hemen ilaçladım, bitkilerinizi rahat bırakın, çok üstüne düşmeyin derim hep ama zararlı kontrolünü de elden bırakmayın lütfen, ilk gördüğünüzde mekanik mücadeleyle hemen kurtarabilirsiniz, ihmal eder, geç fark ederseniz mücadelesi çok zor hale gelecektir ve çoğu zaman ev yapımı ilaçlar işe yaramaycaktır. Diğer çiçekler gibi, soğuk ve f

Dallar kiraz, hava sıcak...

Resim
Kiraz ağaçları ile ilgili ne kadar çok anım var. Bizim kasabanın gelirinin büyük kısmını kiraz yetiştiriciliği oluşturuyor, her yer kiraz ağacı... Eh bu durumda düşünün gerisini... Ama ben keyifli yanlarından söz edemeyeceğim bu başlıkta. Kiraz, son derece zahmetli bir meyve.  Zararlıları çok fazla, mücadelesi uzun... Sulama aralıkları ve gübreleme gibi pek çok etken, meyve kalitesini önemli ölçüde etkiler. Ben şimdi uzun uzun bakım ve yetiştiriciliği anlatmayacağım...Belki ilerde, ihtiyacı olan, bahçesini kurmak isteyen olursa, uzun uzun anlatıp yardımcı olurum. Çocukluğumda, kasabamda kiraz toplama zamanı şenlik gibi geçerdi ve hatta şenliği de vardı zaten. Şimdilerde, tarım politikaları yüzünden işkence. Üretim aşamasındaki masrafları ayrı dert, olgunluk zamanında toplanması ya da zamanında toplanamaması ayrı dert ama daha önemlisi pazarlama ve satışı, o külliyen ayrı dert... pazar iyice daraldı. Yetiştiriciler maliyetlerini ve emeklerini kurtarmıyor

Bir sanal ödülüm olmuş!

Resim
Bloğumda birşeyler paylaşmak, birilerin tecrübelerime değer vermesi ve bağzılarının sorulara cevap olabilmek harika bir duygu, beni çok mutlu ediyor. Bu kadar güzel şey yetmezmiş gibi bir de ödül almışım, daha ne olsun değil mi?  Sevgili İçimizdeki Karnaval 'a çok teşekkür ediyorum, layık olmaya çalışacağım. :) Ödülümün tadını çıkarıp, sanal vitrinimde en güzel yere koyacağım. Bir müddet aç gözlülük edip, kimselere vermeyeceğim. :))

Köydeki Dut Ağacı...

Resim
Bu soğuk günlerde, biraz içimi ısıtacak ve yazı anımsatacak görüntülere de yer vermek istiyorum. Çoğumuzun olduğu gibi, benim de bir ucum köyde. :)  Haliyle, size ilerleyen zamanlarda harika köy manzaraları ve resimleri sunacağım. Köyümüz bir görenin bir daha unutamayacağı, yemyeşil dağlarından, şırıl şırıl kaynak suları akan bir masal diyarıdır. :) Halk bahçecilikle gelir sağladığı için, her yerinde çeşit çeşit ağaçlarla karşılarsınız. Kasabamın genel görüntülerini koyduğumda detaylı bilgi vermek istediğim için, şimdilik çektiğim resimlerle ilgili yazmayı tercih edeceğim. En üstte gördüğünüz ağaç, babamın fidan olarak dikip, aşıladığı dut ağacı. Cinsini bilmiyorum ama oldukça iri ve tatlı meyveleri var.  Kendisine ve özellikle tadına hayranım. Nadiren hayvan gübresi vermek ve zaman zaman sulamak dışında hiç bir zahmeti olmayan,  kışa dayanıklı mütevazi bir ağaç. Çok nadir de olsa yörede" ballama" diye tabir edilen "yaprak biti" saldırısı ola