HAYATA TUTUN - Gıda hazırlama, bitki yetiştirme ve yaşamsal pratik bilgiler içerir

Rozet çiçeklerimi çok hafif şekilde budadım. Hala açmaya devam ediyorlar. Mutlaka ama, mutlaka bu güzel çiçeklerden balkonunuza ya da bahçenize dikin. Öyle bonkörler ki, çiçekleri hiç geçmiyor. Kopardıkça, budadıkça yine açıyor. Suyu sevdiğini, gübreleme yaptığımı söylemiştim değil mi? o kadar çok şey yazınca, hangisini yazdım hangisini yazmadım karıştırıyorum. Siz yine aklınıza takılan birşey olursa bana yazarsınız. Pek net görüntüler alamadım, sanki o kadar rüzgarda resim çekmek zorundaymışım gibi... sabırsızım işte ne yapayım..

Hani yazın sıcaklarından kötü etkilendi, çelikleyip tekrar diktim demiştim ya...işte o kalonşeler bunlar. Gördüğünüz gibi tutmak şöyle dursun, çiçeklenmeye başladılar. Önceki yıllarda olduğu gibi saksıyı doldurup, çılgınlar gibi açamayacak belki ama ilk adımda bu kadar gelişme bana yeter de artar bile. :) Kafi derecede sulamaya yapıyor, nadiren besin takviyesi yapıyorum. Yeni çelikleyip diktiğimde, tekrar güneşten etkilenmesinler diye öğlene kadar güneş alan bir yere koymuştum, hala oradalar. Şikayetleri de yok. Diktiğim tüm çelikler tutmuş ve hepsi de tomurcuklu. Sağolsunlar bu yıl de beni yalnız ve çiçeksiz bırakmadılar. Ne kadar çelimsiz görünüyorlar değil mi? normaldir tabi, çelikler köklenir köklenmez çiçeğe durdular. Aslında çiçek açmalarına izin vermesem çabucak gelişip, saksıyı doldururlar biliyorum ama çiçeklerini az da olsa bu yıl da görmek istiyorum. Aceleleri yok, açsınlar, çiçekleri geçer geçmez budarım, onlarda gelişmeye devam ederler. Yağmurda...

Bu miniklerimin kaçıncı açışları... çiçekleri hiç eksik olmayınca gözüm alışmış herhalde, hiç resimlerini çekmek aklıma gelmiyor. Küsmesinler bana. Unutmamın bir sebebi de, hiç sulamıyor olmam sanırım. Suyla araları yok, hele bu havalarda hiç istemiyor. Geçirgen, rahat bir toprakta yaşıyor, gübre de istemiyor, ben kendi isteğimle azıcık vermiştim. Tam gün güneş alsa eminim diğerleri kadar mutlu olurdu ama, en uygun yeri öğlene kadar güneş alan bir yerde bulduğum için orada yaşıyor. Tabi sepetinde yalnız değil. Yanında diğer kaktüs arkadaşları da yaşıyor. O arkadaşlarının büyüme isteği var, mini kızım gibi küçük değiller. seneye onlara daha büyükçe bir sepet ayarlasam iyi olacak. Büyük kaktüs arkadaşlarının gölgesinde, fotoğraf çekmem zor oldu, zoomlasaydım daha yakın çekim yapabilirmişim, şöyle görünce gözüme belirsiz göründü. Şu belirli belirsiz arada görünen ipi merak edeniniz olursa da hemen cevaplayayım, sepetimi iple demirlere bağladım, estetiği bozuy...

Şebboylarım bu sene ikinci kez açıyorlar. Şahsen açmalarını beklemiyordum, şaşırdım. Bahardan bu yana daha bol yapraklı, daha güzel görünüyorlar. Hala çok güzel kokuyorlar, bu minicik erkenci çiçeğe burnumu gömesim geliyor. Saksıda geçirgen bir toprakta dikili, su ihtiyacı bu aralar haftada bir kereye düştü. Sabahtan öğlene kadar güneş alıyorlar, tam güneşe hiç çıkarmadım, belki tam güneşi de seviyordur. Topraklarında granül gübre var, belki yaprakları o yüzden bukadar güzel gelişmiştir. Dışarda gördüklerimin yaprakları daha küçük oluyor. Mor olanlar erkenden açtı, sabırsızlarmış. Diğerleri hala tomurcuklu, hepsinin açmasını dört gözle bekliyorum. İnşallah onlar tamamen açana kadar havalar iyice bozulmaz. Bu kadar dayanıklı olduklarını daha önce bilseydim, balkonumdan hiç eksik etmezdim. Neyse artık, zararın neresinden dönülse kardır değil mi? :))

Kasım ayı başlarında minicik çimlendiğinde farketmiştim ve şaşırmıştım. Çünkü; Anaç bitkiler diğer balkonda yaşamış, yaz sonunda da söküp yerlerine başka çiçekler dikmiştim. Onca mesafeden diğer balkona kadar tohumu taşımışım, nasıl yaptıysam, kasım ayına kadar da kendine bir yaşam alanı bularak yeşermiş. Biraz büyüsün daha rahat bir yere şaşırtırım diye bekledim. Malum çimlendiği yer sukulentlerimin dibiydi. Eh sukulentler su istemez, arslanağzı çiçekleri ise suyu sever. Ama bu sabah gördüm ki, yaşayacaksa her şartta yaşayıp, çiçek bile açabiliyormuş. Bir tane çiçeği, güneşe merhaba demiş bile sabah. Artık yerini değiştirmem şimdilik, zaten önümüz kış. Bahara kadar kardeşleriyle birlikte yaşasın, baharda yeni yerine geçip oturur. Bahara yeni gelen renk renk arkadaşları da olur, birlikte bir saksıya yerleşirler. Biz de hem misler gibi koklar, hem de zevkle seyrederiz. :) Bu arada resimde fark edebildiyseniz, çimlenen diğer tohumlar da yetişmek ...

Geçen yılın da, bu yılın da favorisi karşınızda... Aşkın gözyaşları, Binlerin annesi ya da  Kalanchoe Daigremontiana,...  Siz ne derseniz deyin işte. Gerçek olan bir şey var ki, o da çiçeğimin çok farklı ve güzel olduğu. Geçen yıllar gibi toplu şekilde açamadı tabi, budadığım için dağınık ve küçüktü, ama hala çok güzeller değil mi? Bu çiçeği mutlaka edinmelisiniz. Su istemez, geniş yer istemez, gübre istemez. Onu güneşe koyun, o da size çiçekleri ile teşekkür etsin. Yeni açmaya başladılar, şimdiden seyretmeye başladık bile... Çiçeğim uzun boylu olduğu için tek kareye yakın çekim sığdırmam zor, taksit taksit gösterebileceğim. Gerçi ben yaz başında gübre takviyesi yapmıştım toprağına ama o benim vicdanımla ilgili birşeydi. :) Diğer çiçeklerime verirken onu ayırmak hiç doğru olmazdı. Sevgi işte, hepsine eşit muamele etmek gibi bir huyum var. :)) Seneye gelişen yavruları ile anaç bitkinin yerini değiştireceğim. Anaç çiçek bah...

Pekçok sukulentin açma mevsimindeyiz. Çeşit çeşit, renk renk etrafta görüyorsunuzdur. Sukulentleri seviyorum artık biliyorsunuz ama sedumlara bayılıyorum. Sedum Palmeri etrafta en sık rastladığım tür, bu kadar çok görüyor olmam onu sevmeme engel olmuyor tabi. Herkes yetiştirmekte çok haklı. Su istemiyor, gübre istemiyor, arsızlığı da cabası. Yuvarlak formlu saksılarda muhteşem görünüyor. Benim de önceden yuvarlak saksıdaydı, yerine sığamayınca büyük dikdörtgen saksıya aldım. Bulunduğu ortama çabuk uyum sağlıyor, hemencecik saksısını doldurup sarkmaya başlıyor. Çiçekleri açtığında ise sarı bir yumak gibi oluveriyor. Şu anki görüntüleri tomurcuk zamanında çekildi, sanıyorum haftaya büyük bölümü açmış olacaktır. Çiçeği uzun süre üzerinde kalıyor, kışın çiçeklerin azaldığı günlerde sukulentler bulunmaz nimet gibiler. Bazı çiçekler açmaya başlamış bile, eh sabırsızlık başka şey...