Çiğdem, Vargit (Crocus)
Çocukluğumu en yoğun hatırlatan çiçeklerden biridir.
Çok anım vardır çiğdemlerle...elimize çiğdem kazığı diye ucunu sivrilttiğimiz çomaklarla, elimizin kavrayabileceği kadar büyük taşları alır, çiğdem kazmaya giderdik. Büyüklerimiz öğretmişti bize. Yumrularının herhangi bariz bir lezzeti olmasa da yemeye çalışırdık, çocukluk işte...bir oyundu bize göre...
O kadar sert zeminde yetişirlerdi ki, çocuk ellerimizle kazmak için, kaç kez parmaklarımız kan toplamıştır.
Öyle de güzel açarlardı ki; Sarı, turuncu, pembe, beyaz, ... en çok pembe olurdu çayırlarda...
Şimdi hem bizler hem de büyüklerimiz bu çiçekleri mümkün oldukça koruyor ve yetiştiriyoruz. Zaman değişiyor ve insanlar bilinçleniyor. Gerçi "o çayırlar kaldı mı kide, doğal olarak yetişsin" dediğinizi de duyar gibiyim.
Gelelim nasıl yetiştirdiğime; Elimde sadece sarısı mevcut, fazlasını edinmek istemedim, saksı bitkisi değil malum. Şimdilik saksıda, kıt imkanlarla yetiştirmeye çalışıyorum. Güneşi seviyor, toprağının kuruduğuna emin olmadan sulamıyorum.
Yazın soğanını sökmüştüm, 15 gün kadar önce toprakla tekrar buluşturdum, hemen çiçeklendiler.
Çabuk çoğalıyorlar ve istekleri çok az. Çiçekleri 1 hafta kadar üstünde kalıyor.
Her ne kadar saksıda soğanlı bitki yetiştirmek istemesem de, elimde bulunan soğanları da ziyan etmek istemiyorum. Bu yıl bahçeye indiririm orada çoğalırlar diye düşünüyordum ama unutup dikivermişim, seneye inşallah. :)
Çok anım vardır çiğdemlerle...elimize çiğdem kazığı diye ucunu sivrilttiğimiz çomaklarla, elimizin kavrayabileceği kadar büyük taşları alır, çiğdem kazmaya giderdik. Büyüklerimiz öğretmişti bize. Yumrularının herhangi bariz bir lezzeti olmasa da yemeye çalışırdık, çocukluk işte...bir oyundu bize göre...
O kadar sert zeminde yetişirlerdi ki, çocuk ellerimizle kazmak için, kaç kez parmaklarımız kan toplamıştır.
Öyle de güzel açarlardı ki; Sarı, turuncu, pembe, beyaz, ... en çok pembe olurdu çayırlarda...
Şimdi hem bizler hem de büyüklerimiz bu çiçekleri mümkün oldukça koruyor ve yetiştiriyoruz. Zaman değişiyor ve insanlar bilinçleniyor. Gerçi "o çayırlar kaldı mı kide, doğal olarak yetişsin" dediğinizi de duyar gibiyim.
Gelelim nasıl yetiştirdiğime; Elimde sadece sarısı mevcut, fazlasını edinmek istemedim, saksı bitkisi değil malum. Şimdilik saksıda, kıt imkanlarla yetiştirmeye çalışıyorum. Güneşi seviyor, toprağının kuruduğuna emin olmadan sulamıyorum.
Yazın soğanını sökmüştüm, 15 gün kadar önce toprakla tekrar buluşturdum, hemen çiçeklendiler.
Çabuk çoğalıyorlar ve istekleri çok az. Çiçekleri 1 hafta kadar üstünde kalıyor.
Her ne kadar saksıda soğanlı bitki yetiştirmek istemesem de, elimde bulunan soğanları da ziyan etmek istemiyorum. Bu yıl bahçeye indiririm orada çoğalırlar diye düşünüyordum ama unutup dikivermişim, seneye inşallah. :)
Saksıda yetiştirmek istemiyorum çünkü; Soğanlı bitkiler çiçeklenme döneminden sonra kurudukları için saksıları boş kalıyor, haliyle söküp yerine başka çiçekler dikmek durumunda kalıyorum, soğuklama ihtiyaçlarını da her zaman karşılamam mümkün olmuyor.
Eh... sonraki seneye de o soğanları tekrar dikmek zorunda olduğum için, yeni saksılar edinmek ihtiyacı hasıl oluncaa...kısır döngü başlıyor. Bilmem anlatabildim mi?
Eh... sonraki seneye de o soğanları tekrar dikmek zorunda olduğum için, yeni saksılar edinmek ihtiyacı hasıl oluncaa...kısır döngü başlıyor. Bilmem anlatabildim mi?
Yorumlar
Sümbül mevsimi mi dedin? çok da severim. :)