Evde orkide bakımı, en yaygın orkide türü Palenopsis ( Phalaenopsis Orchid)
Uzun zamandır, orkide türlerine ilişkin oluşturduğum albümü yayınlamak istiyorum fakat, kısaca bilgi vermeden de başlamak uygun olmayacaktı.
Orkide dünyası da çok geniş olduğu için, bir türlü cesaret edemedim, o nedenle de yüzeysel geçip, detaylarını açacağım diğer kayıtlara bırakmaya karar verdim.
Evde yetiştirmesi en kolay orkide olduğu için, şimdilik kısaca Phalaenopsis türü hakkında bildiklerimi aktarayım.
Belirgin başlıklara ayırırsam, anlaşılması daha kolay olacak sanırım.
Işık isteği: Güneşi direkt almadan, süzülmüş ışığı seviyor. Yarı güneş alan ya da perdelenmiş bir pencere arkası iyi olur.
Sıcaklık isteği: Bu grup için sıcaklık aralığı 20° - 26°'öneriliyor. Kışa girerken 1 aya yakın bir süre gece sıcaklığı 5-6 derece daha düşük bırakılırsa, sonraki çiçeklenme döneminin daha verimli geçeceği söyleniyor ama ben hiç denemedim.
Nem isteği: "Küçük çiçeklerde, nemin en az %50 olması gerekirken, daha büyük bitkiler, 30°'ye kadar dayanabilirler" demiş bir kaynakta ama ben küçük büyük ayırmadım.
Nem oranını ev ortamında hiç ölçmedim ama, sabahları çiçeklerine değirmeden yapraklarına içme suyu spreyleyip, alt direnaj kabında, köke değmeyecek şekilde bir miktar su bulundurmak dengeyi sağlıyor.
Orkideler gibi, fazla nem isteği olan bitkilerin saksı altlarına, içi çakıl taşlarıyla doldurulmuş genişçe bir kap bulundurursanız, suyu alt kaba döktüğünüzde hem çiçek kökleri sudan zarar görmez, hem de gereken nemi elde etmiş olursunuz.
Çoğu hassas bitkide olduğu gibi, soğuk ya da sıcak hava akımlarından kaçınılmalıdır. Bitkinizi ısıtıcının ya da klimanın önüne koymamaya özen gösterin.
Su İsteği: Saksı ne kadar ufaksa, o kadar sık sulama yapılmalıdır. Başlangıç olarak orta büyüklükteki bir saksı ise haftada bir kere sulamayı deneyin. Bitki yapısı ne kadar taze ve hava ne kadar kuru ise, o kadar sık sulama yapmalısınız.
Bitki iki yaş ve üstünde ise, harç bozulmaya başlar ve daha az sulanmaya ihtiyaç duyar. Amacımız, kökleri ıslak değil, nemli tutmaktır. Kökler suyla uzun süre temas eder ve ıslak kalırsa çürümeye neden olabilirsiniz.
Besin isteği: Ben, diğer çiçeklerim için de bolca aldığım için, genel amaçlı kullanılan npk içerikli (20-20-20) gübreleri kullanıyorum. Bitki sayısı fazla olduğunda, hepsine özel gübre terkibi almam maliyeti artırıyor. Yaz dönemlerinde haftada bir, kış aylarında da iki haftada bir olmak üzere, sulandırarak kullanmak uygun. Ayrıca evde organik besinler de hazırlıyorum, ona da sonra değineceğim.
Saksı seçimi: Doğal ortamlarında, ağaç gövdelerinde ve dallarında büyüdükleri dikkatinizi çekmiştir, bu nedenle saksının küçük ve geçirgen olması iyi sonuç verecektir.
Saksısını, toprak çamurlaşıp bozulduğunda ya da kökler aşırı geliştiğinde değiştirmeniz uygundur. Saksının altına taşları veya köpük parçalarını tek kat döşeyip, üstüne toprağını ilave ederseniz, saksı deliklerini kapatmamış olursunuz, bitkiniz hava alır. Nakledeceğiniz saksı, kök gelişimine göre mutlaka bir boy büyük ya da aynı ölçüde olsun.
Saksı için toprak harcı özel olarak piyasada satılıyor ama her türün harç beklentisi farklıdır, onu da sonra anlatacağım. Kendiniz harç hazırlayacaksanız, çürümüş ağaç gövde ve kabukları, uygun yosun, temiz odun kömürü ve torf karışımı olarak yapabilirsiniz ama harcı güzel steril edin. Farklı harçlarla da deneyip güzel sonuçlar aldım, o konuya da detaylı değineceğim.
Saksı değişimini, bitki çiçekli iken yaparsanız, çiçeklerini dökecektir.
Şimdilik bildiklerimi kısaca naklettim. Bundan sonraki deneyimlerimi, dikkat ve özenle gözlemleyip fotoğraflayarak, sizlere daha fazla yardımcı olmaya çalışacağım.
Not: Bahsettiğim uygun koşulları sağladıktan sonra, çiçeğinizin üstüne fazla düşmeyin, ne kadar özen gösterip, kurcalarsanız, o kadar nazlı oluyorlar. :))
Albümü de düzenleyip, yakın zamanda yayınlarım. Şimdilik hoşçakalın. :)
Yorumlar
Güvenilir biryerden aldığınızda, uygun bir toprağı ve saksısı olacaktır. Süzme güneş alan, ılık bir yere koyar, güzel çiçeklerini seyredersiniz. Saksıdaki besinler azalana, çiçek bozulana kadar siz huyunu, suyunu çözmüş olursunuz zaten. :))
Blog dostluğu ayrı birşey. Biribirimizi cesaretlendirip, güzel şeylere vesile olmaya çalışıyoruz, ne güzel. :)